27 Şubat 2009 Cuma

Rollin' Goin'

Antropoloji diye bir şey var, insanla uğraşıyor. Bu esmer, bu kumral, bu Michael Jackson, bunu da Allah yaratmış demeden herkesle tek tek ilgileniyor sağolsun. Gıpta ediyorum mütemadiyen.

Nerden çıktı peki bu? Hans, Nigel derken aklıma geldi. Baktığında onlar da insan. Tabi bakış açısı da önemli ama, yine de çok farklı bir yöne çekemezsin istesen de. İnsan yani. Evrimdaşlarımız bir yerde. Onlar da sudan çıkmış balık gibi. Ama ne Hans Nigel'a, ne Nigel bana, ne de ben tüpçüye benziyorum. Şükürler olsun.

Bunun temel nedeni çeşitlilik. Bu çeşitlilik kolay idrak edilemediğinden gruplara bölme ve bu bağlamda genel özelliklerle
tanımlama gibi pratik şeyler var, var bunların hepsi. Yine de bana sorarsan hiçbirini ayıramam, hepsi evladım gibi.

O değil de, insan deyince aklıma geldi. Dikkat olmuşsundur, Türk tipi diye bir şey var. Adamın biri ekran karşısında çeşitli beyanatlarda bulunurken aklımızdan geçen, kimi zaman dile getirdiğimiz bir şey bu. Firari olduğu dönemlerde mikrofon uzattığı insanlarla çeşitli atraksiyonlara giren Acunboy yakalıyordu böyle insanları. Kimisi gerçekten de Türk çıkıyordu, hacı naber diyodu Acın'a.

Şimdi benim üzerine ahkam kesmek istediğim mevzu, yaban ellerde birbirlerinden habersiz kraliyet ingilizcesi (ya da başka herhangi bir dil, elfçe de olur misal) parçalayan insanların özünü fark etmek üzerine; yani en
basitinden bireyin Türk olduğu nasıl anlaşılır?

Tek bir şey söyleyec
eğim bu konuda: He?

İşte bu kelime, bana sorarsan ormanda 10, şehirde 8 Türk gücündedir. Tek bir "he" bireyi Asya'nın ortalarına kadar götürür.


I think you got the whole idea, he?

diyen adama "he aslanım, he canım, kaptım" demek gerekir. Ardından en yakın dürümcüye gidilebilir. Ama dersen ki Mel Gibson he demez mi hiç, der, o zaman o da bir iskenderi hak eder bence. Dünya Türk olsun.

Hiç yorum yok: