Boş zamanlarında göğsünde mim yumuşatan dostumuz electropie "bloglardaki en nefret ettiğiniz şeyler neler?" sorusunu cevapladıktan sonra yanıbaşımıza bırakıp kaçmış. Ortada bırakacak değilim, pek tabiki alnından öpüp "helalimsin" dedikten sonra adının bundan böyle Ayşe olduğunu söyleyeceğim. Biz böyle gördük en azından. Yardırıyorum:
1. Şimdi en başta, herkesin muzdarip olduğu derdi paylaşmadan etmek olmaz. İstemim dışında ortaya dökülen repertuarlardan tiksindim. Müzik hangi sekmede, hangi sayfanın neresinde bulana kadar annemin gözyaşları içerisinde kalmasından sıkıldım. Belki de sırf bu yüzden kayda değer bir sürü blogdan oldum ya da onlar benden oldu. Peh..
2. Yerçekiminden nasibini alamamış yazar g.tü sevmiyorum. Sen kimsin, sen benim bloguma yorum yazamazsın, sende yorumcu gırtlağı yok, silerim öyle yorumu ayağı yapan arkadaşın topuklarına sıkasım geliyor.
3. Kanka muhabbetlerinden hazzetmiyorum. İçinde sürekli arkadaşlarının adı ve dolayısıyla bağlantıları geçen yazılar yazan bu teletubbie kılıklı insanların sıkı sıkı sarılma ritüelleri sonlansa o gün resmi tatil ilan edilir.
4. Gün gün, saat saat ne yaptığından haberdar olmamızı sağlayan, bunun için özellikle o günün özetini, raporunu, dökümantasyonunu çıkartan canların b.kunu çıkarttıklarını düşünmüyor değilim.
5. Farklılığın aynılaşması da apayrı bir sorun tabi. Taklitler aslını yaşatmıyor, bilakis Aslı'dan da soğumama neden oluyor. Orjinal olmayacaksak girişmeyelim, girişenlere girişelim. Ademoğlu Girişimcilik 2009
Tabi şu 5 maddeden sonra birisi de çıkıp "o zaman okuma arkadaşım" derse ne derece haklı olduğu konusunda ona övgü dolu bir konuşma yaparım, hazırladım çünkü. Bu arada helalimi güvenilir ellere teslim etmek adına Spaceships diyeyim, morahtapot diyeyim, bilog diyeyim. Suç ortağım olsun gıyabında atıp tuttuğum çevre sahibi arkadaşlar kapımı çaldığı vakit. Aloha!
2 yorum:
:) mimin konusu süper. ayrıca blog ödüllerinde kişisel blog adaylarına şöyle bir göz gezdirirken bir de ne göreyim, bizim penguen! o zamanlar buralar hep dutluktu, aday olduğunu bilmiyordum ondan bu tepkim. hemen bastım oyumu, hiç acımadım. siminya'nın aday olması biraz düşündürse de gönüllerin oscarı goes to ademoğlu.
Gidişhat pek iyi görünmediğinden katılmanın önemi konusunda kendime ciddi telkinlerde bulunmaya başlamıştım, ha bu yorumdan sonra yemişim blogu, ödülü, artık verseler de almam, hem havam olur. Sözün özü danke :]
Yorum Gönder